Duyuru: Sitemizdeki Yenilikler! (TIKLA) 

Merhaba! Hiilematikler Adlı Sitemize Hoşgeldiniz !!! Sağ Al köşedeki Ankete Katılırmısınız ??

Lütfen Sitenizi Paylaşıp İstek Ve Şikaylerinizi Bildirmeyi Unutmayınız!:
  • Arama Motoru Eklendi
  • Sitenize Ve Bilgisayarınıza Özel Sayfaları Açıldı !!
  • Tasarım Yenilendi
Hilematikler Olarak Sizin İçin Elimizden Geleni Yapıyoruz En Önemlisi Size Neşe Veriyoruz Buna KArşılık Resmi Sayfamızı Beğenirmisiniz ? Sayfanın En Üstündeki Kavonoza Tıklayın Açılır Teşekkürler...!
  sitene türk bayrağı                                                                                                                   

.
   
  .
  Kıssalar
 
Allah Seni Bağışlamaz! Diyen Kişi
Arkadaşına Gönder Sayfayı Yazdır

بِسْمِ اللهِ، اَلْحَمْدُ ِللهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ وَبَعْدُ

Allah Seni Bağışlamaz! Diyen Kişi

Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) işittim şöyle buyuruyordu:

“İsrail oğullarında kendi aralarında kardeşlik bağı kurmuş iki kişi vardı. Bunlardan birisi günah işler, diğeri ibadetlerde müctehid idi (çalışırdı).

İbadetlerde uğraşan kişi, diğerini günah üzere gördü ve ona:

−Bu işten vazgeç! derdi.

Yine bir gün onu bir günah üzere gördü ve ona:

−Bu işten vazgeç! dedi.

Günah işleyen kişi de:

−Sen beni Rabbimle baş başa bırak! Sen benim üzerime bir bekçi mi gönderildin? dedi.

İbadetlerde uğraşan kişi de:

−Allah’a yemin ederim ki Allah seni bağışlamaz! ya da Allah seni cennete girdirmez! dedi.

Derken ikisi de öldü ve her ikisi de âlemlerin Rabbinin huzurunda bir araya geldiler.

Allah-u Teâlâ, ibadetlerde uğraşan kişiye:

−Sen Beni biliyor muydun? Yoksa benim elimde bulunanlara güç yetiren birisi miydin? diye sordu.

Allah-u Teâlâ, günah işleyen kişiye:

−Rahmetimle git! Cennete gir, dedi.

Allah-u Teâlâ, ibadetlerde uğraşan kişi için de:

−Bunu cehenneme götürün! dedi.”

Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

“Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki o kişi bir kelime konuştu, dünyasını ve ahiretini azaba sürükledi.”

Ebu Davud 4901

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ




Borçluya Müsamaha Göstemek
Arkadaşına Gönder Sayfayı Yazdır

بِسْمِ اللهِ، اَلْحَمْدُ ِللهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ وَبَعْدُ

Borçluya Müsamaha Göstemek

 

Huzeyfe (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Melekler sizden önceki ümmetlerden bir kimsenin ruhunu karşıladı.

Melekler o adama:

−Hayırdan bir şey yaptın mı? dediler.

Bu kimse:

−Ben hizmetçilerime, sıkışık fakire mühlet veriniz! müsamaha ediniz! diye emrederdim, dedi.

Bunun üzerine melekler:

−‘Ona müsamaha ediniz!’ dediler.”

Ebu Malik, Rıb’iyyin’den yaptığı rivayette, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Eli geniş olana kolaylık gösterir, eli dar olana mühlet verirdim, dedi.”

Buhari 1920, İbni Mace 2420

Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“İnsanlara borç veren bir tacir vardı. Bu tacir borçlulardan eli dar olanı gördüğünde, hizmetkârlarına:

−Eli dar fakir kimseye geldiğinde, ona müsamaha ediniz! umulur ki Allah da bize müsamaha eder derdi. O kimse Allah’a kavuştuğunda Allah-u Teâlâ bu sebeple ona müsamaha etti.”

Buhari 1921, Müslim 1562/31, Nesei 4709, İbni Hibban 5042, Tayalisi 2514, Begavi 2139

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ





Mağaraya Sıkışan Üç Kişi
Arkadaşına Gönder Sayfayı Yazdır

بِسْمِ اللهِ، اَلْحَمْدُ ِللهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ وَبَعْدُ

Mağaraya Sıkışan Üç Kişi

Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Sizden önceki kavimlerden üç kişi beraber yolda yürürlerken onlar yağmura yakalandılar. Hemen dağdaki bir mağaraya girip sığındılar. Akabinde mağaralarının ağzına dağdan büyük bir kaya düşüp mağaranın girişini kapattı.

Bunun üzerine onlardan biri diğerlerine:

−Hayatınızda işlediğiniz en hayırlı ameli söyleyerek Allah’a dua edin! dedi.

Onların biri şöyle dedi:

–Ey Allah’ım! Şu muhakkak ki, benim yaşlı ihtiyar annemle babam vardı. Ben her gün koyunlarımla meraya çıkar, onları otlatır, sonra gelip koyunların sütü sağardım. Sütü önce anneme ve babama getirirdim onlarda içerdi. Sonra sırasıyla çocuklarım, akrabalarım ve eşim içerdi. Şu da muhakkak ki, bir gün geç kaldım da ben tâ akşam oluncaya kadar sürüyü getirememiştim.

Geç vakitte geldiğimde annemi ve babamı uyumuş halde buldum. Her zaman ki gibi yine sütü sağdım ve annemle babamın başuçlarında dikildim. Onları uykularından uyandırmayı istemiyordum. Onlardan önce çocuklarıma süt içirmeyi de istemiyordum. Çocuklar ise ayağımın dibinde açlıktan ağlıyorlardı.

İşte o gece gün doğuncaya kadar benim halim böyle dikilmekle, onların hali de uyumakla devam etti. Ey Allah’ım! Şüphesiz ki Sen bilmektesin ki, ben bunu Senin Vechin (Yüzün) için yaptım. Bizden bu kayayı aç da, biz oradan gökyüzünü görelim! dedi ve onlar için açıldı.

Onların diğeri de (ikincisi de) şöyle dedi:

–Ey Allah’ım! Şu muhakkak ki, benim amcamın kızım vardı. Ben onu erkeklerin kadınları sevmekte oldukları sevginin en şiddetlisi ile seviyordum. Bir keresinde ondan nefsini (cinsel ilişkiye girmek) istedim.

Amcamın kızı bana:

−Yüz dinar getirmedikçe olmaz! dedi.

Ben bu parayı kazanmak için çalıştım, nihayet yüz dinarı topladım. Sonunda amcamın kızına bu yüz dinar ile kavuştum. İki bacağı arasına oturduğum zaman amcamın kızı bana:

−Allah’tan kork! Hakkın olmadan bekâret mührünü (nikâh hakkını yerine getirmeden) bozma! dedi.

Buna müteakiben kalktım ve onu terk ettim! Şüphesiz ki Sen bilmektesin, kuşkusuz ki ben bunu Senin Vechin (Yüzün) için yaptım. Bizden bu kayayı aç! dedi. Buna müteakiben kaya onlardan üçte iki miktarında açıldı.

Onların diğeri de (üçüncüsü de) şöyle dedi:

−Ey Allah’ım! Şüphesiz ki Sen bilmektesin, kuşkusuz ki ben bir ölçek darı karşılığında bir işçi tutmuştum. Ben ona iş sonunda ücretini verdim. Fakat o ücretini almaktan çekindi (bıraktı gitti). Ben mevsiminde bu darıyı ektim. Nihayet mahsulü ile bir sığır ve bir de çoban satın aldım.

Bir müddet sonra o işçi geldi ve bana:

−Ey Allah’ın! Kulu, benim hakkımı bana ver! dedi.

Ben de ona:

−Şu sığırlara ve çobanına git; çünkü onların hepsi senindir! dedim.

Adam bana:

−Benimle alay etme! dedi.

Bende ona:

−Hayır, ben seninle alay etmiyorum! Lakin bunlar senindir, dedim. Ey Allah’ım! Şüphesiz ki Sen bilmektesin ki, ben bunu Senin Vechin (Yüzün) için yaptım. Bizden bu kayayı aç dedi. Buna müteakiben onlar için (mağaranın kapısı) açıldı.”

Buhari 5/2050, Müslim 2743/100

 

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

 
  1 ziyaretçi copyrigth 2012 Tüm Hakları Saklıdır...  
 
       http://img206.imageshack.us/img206/2989/58iu9.gif
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol